Skip to main content

27 Mayıs Salı günü Four Seasons Bosphorus’da gerçekleştirilecek olan Digital Age Summit 2014’ün ses getirecek konuşmacılarından biri de Dave Trott. Reklam dünyasının dahi ismiyle yaratıcılık ve ‘yırtıcı düşünme’ ilişkisi, iyi reklamın özellikleri, dijital medyada farklılaşma gibi konuları masaya yatırdık. Trott etkinlikte yapacağı konuşmanın içeriğiyle ilgili de önemli ipuçları verdi

‘Creative Mischief’ kitabını yazmak için sizi esinlendiren ne oldu?

Yaratıcı olmak farklı olmakla, herkes gibi olmayıp farklılaşmakla doğrudan ilgili. Farklı olmak da genelde işleri karıştırıp başınızı belaya sokmanıza sebep olur. Başını belaya sokmaktan keyif almayan insanlar yaratıcı olamaz. Bu yüzden biraz yaramazlık yapmak iyi bir başlangıç için uygun olabilir. Steve Jobs’un dediği gibi, “Korsan olmak varken neden deniz kuvvetlerine katılmak isteyesin?”

‘Creative Mischief’ kitabında, ‘Oz’un Büyücüsü’ kitabının sonuna atıfta bulunarak New York’a taşınmanızın hayatı farklı bir açıdan görmenizi sağladığından bahsediyorsunuz. Bu büyük değişim size reklamcılıkla ilgili ne öğretti?

Hiçbir zaman konvansiyonel aklı sorgulamamak gerektiğini anladım, çünkü o bir illüzyon.

İyi ve etkili bir reklamda olması gereken özellikler nelerdir? Son zamanlarda favoriniz olan reklam kampanyası nedir?

Bir reklam her zaman insanların diline dolanmayı, konuşulmayı hedeflemeli yani şimdilerde ‘viral olmak’ dedikleri şeyden bahsediyorum. Çünkü dedikodu hızlı yayılan ve para ödemeyi gerektirmeyen bir medya aracı. Buna örnek seyircilerin reklamdaki bir diyalogdan bahsetmesi, cıngılı söylemeleri olabilir. Son günlerin en başarılı örneği bence Geico sigorta şirketinin yaptığı ‘Hump Day Camel’ reklamı.

‘Predatory Thinking’ isimli kitabınızda belirsizliğin hiçbir şey barındırmadığına, içeriğin her şeyi var ettiğine değinerek yaratıcılık hakkında aldığınız en büyük derslerden birinin bu olduğuna dikkat çekiyorsunuz. Bu konuyu biraz açar mısınız?

Bardağın yarısı boş mu yoksa dolu mu? Bu her zaman neyle karşılaştırdığımıza bağlıdır. Boş bir bardakla kıyaslanırsa bardağın yarısı doludur, dolu bir bardakla kıyaslanırsa bardağın yarısı boştur. İnsan beyni karşılaştırma yapmaya meyillidir, bu şekilde çalışır. İçeriği kullanarak, değiştirerek iletişimi nasıl yapacağımıza karar veririz.

Dijital medya kanalları gittikçe popüler oluyor. Sizce dijital medya markaların daha fazla hedef müşteriye ulaşmasını sağlıyor mu?

Elbette dijital, markaların daha fazla insana ulaşmasına yardımcı oluyor. Herhangi bir yeni iletişim kanalı da aynı işe yarayacaktır. Burada önemli olan bu yeni kanalı nasıl kullandığınız. Reklamcılar geleneksel medyayı kullanarak yaptıkları modası geçmiş sıkıcı şeyleri dijitalde de tekrarlarsa herhangi bir fark yaratamazlar. Gerçek medya insan beynidir, geri kalan her şey teslimat ya da dağıtım servisi işlevi görmekten öteye gidemez.

Mayıs ayında Digital Age Summit’e katılacaksınız. Konuşmanızın içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yaratıcılık ‘yırtıcı düşünme’dir. İyi reklamcılığı icat eden adam Bill Bernbach’tı. ‘Yaratıcılık, rakibimizi alt etmek için yasal olarak da kullanmamızda sakınca olmayan son haksız avantajdır.’ diye bir sözü var. Yani yaratıcılığı ‘yasal olan haksız avantaj ya da üstünlük’ olarak tanımlayabiliriz. Ama bu haksız avantajı nasıl bulacağız, nasıl elde edeceğiz? Özellikle de rakibimizin bizden daha büyük, daha hızlı, daha güçlü ya da daha iyi olduğu bir durumda, onu nasıl yenebiliriz? Onlardan daha akıllıca düşünmek zorundayız. Çözümsüz görünen problemin gerçek kaynağını bularak onu çözümü olan bir probleme çevirmeliyiz. Yırtıcı düşünmek böyle olur. Yaratıcılık böyle bir şeydir.

‘Gerçek medya insan beynidir’ röportajı Digital Age Mayıs 2014 sayısında yer alıyor.