Skip to main content

Bu seneki Cannes Lions’ı yerinde takip eden Siemens Türkiye İletişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Gizem Keçeci, Digital Age’in etkinlikle ilgili sorularını yanıtladı.

Bu yılki Cannes Lions’ı nasıl buldunuz?

Cannes Lions bir hafta boyunca reklam endüstrisinin kalp atışlarını yakından izliyor. Sektör hakkındaki bilgi dağarcığınızı genişletebileceğiniz kaçırılmayacak bir ortam. Festival için orada olmak ve dünyanın dört bir yanından gelen diğer yaratıcılarla tanışmak dahi büyük bağlantılar kurulmasını sağlıyor. Oturumlar çok ufuk açıcıydı. Değerli fikir önderlerini ve sektörün önde gelenlerini dinleme fırsatımız oldu. Başlıca konular arasında çeşitlilik ve dahiliyet vardı. Örneğin, kadının güçlendirilmesi konusu yine ön plandaydı.

Kazananları nasıl değerlendiriyorsunuz? En ilginizi çeken çalışmalardan bahseder misiniz?

Cannes Lions, dünyanın her yerinden reklam ve pazarlama iletişimi alanında çığır açan işlere sahne oluyor. Bu yıl da bizi harika çalışmalarla karşıladı. Burada spesifik bir örnekten bahsetmek yerine şunu belirtmek isterim; özellikle toplumsal faydayı marka konumlandırmasına dahil etme ve bir güven markası yaratma konusundaki nitelikli işler öncelikli olarak tercih edildi. Bunun Siemens Türkiye için de önemli bir kriter olduğunu söylemek gerekir. Bu eğilimin önümüzdeki dönemde güçlenerek süreceğini düşünüyorum. Bu hususun değerlendirme kriterleri arasında yer alması, işlerin teknik ve içerik anlamında sahip olduğu gelişmişlik düzeyini göstermek açısından kıymetliydi.

Türkiye’nin performansını nasıl buldunuz?

Bu sene Türkiye’den de güzel işler Aslan’larla ödüllendirildi. 4129Grey, TBWA\ISTANBUL ve Medina Turgul DDB bu sene Türkiye’den Aslan’ı kucaklayan ajanslar oldu. Her sene ülkemizden daha da yaratıcı işler çıkıyor. Bu sene ilk defa jüride kurumsal taraftan da temsiliyetin olmasını önemli buluyorum. Çalışmaların kreatif ve estetik değerlendirmeleri tabii ki kritik değerde, ama iş ortaklarının kurumlara sağladığı katkıyı karşı taraftan değerlendirmenin konuyu zenginleştirdiğini ve derinleştirdiğini düşünüyorum. Bu da Türkiye’de reklam sektörünün aslında gelişme hızını gözler önüne seriyor. Bu performansın artarak devam edeceğine inanıyorum.