Skip to main content

Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz ile 1440 stratejisi, fizy ve diğer servisler ile Lifecell Ventures tarafındaki son gelişmeler üzerinden konuştuk.

Sunduğu dijital servislere her geçen gün bir yenisini ekleyerek kullanıcılarının hayatlarında daha fazla yer kaplayan ve onlara daha fazla değer katmayı amaçlayan Turkcell’in dijital operatörlük hikayesini Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz ile 1440 stratejisi, fizy ve diğer servisler ile Lifecell Ventures tarafındaki son gelişmeler üzerinden konuştuk.

Turkcell dijital operatör olma hikâyesinin temel dinamikleri neler oldu?

Biz dünyanın ilk dijital operatörüyüz. Şu ana dek pek çok operatör bu konuda benzer çalışmalar yapmayı denedi. Ama biz ilk defa dedik ki; “Dijital servisleri, öyle bir geliştireceğiz ki, bu deneyimlere sadece lisanslı bir operatörün katabileceği yetkinlikleri katacağız.” Bizi dijital operatör yapan şey işte bu iki dünyanın en iyi özelliklerini birleştirip o deneyimleri yaratmamız. Örnekle anlatayım: Eskiden belki bir sponsorluk işimiz olan A gösteri merkezinde B pop starının konserine sponsorluk yapıyorduk. Ama artık o konseri Fizy’den canlı yaymlıyoruz, BİP’ten duyuruyoruz. Mesela canlı yayımlayacağımızı BİP’ten duyurduğumuz Aleyna Tilki konseri için birisi Yaani’de Aleyna Tilki’yi arattığı zaman, Yaani diyor ki, “Bak, şu lokasyonlarda da konseri var.” Tv+ içinde Life+ diye bir kanalımız var. Salonda Aleyna Tilki konserini 5 bin kişi izlerken, biz 500 bin kişiye izletebiliyoruz. Lifebox aynı gün diyor ki, “Bostancı Kültür Merkezi’ne geldin, galiba Aleyna Tilki konserine gidiyorsun. Fotoğraflarını gel burada sakla.” Özetle tüm platformlarımızın birbirleriyle konuşmasını sağlayarak deneyimi zenginleştirme yolunda gidiyoruz.

Turkcell bunu 1440 stratejisi olarak tanımlıyor, değil mi?

Ana fikrimiz bu. Akıllı telefonlar gün boyu yanımızda. Bu ne demek? Biz buradan müşterilerimizin hayatlarını idame ettirirken, ihtiyaçları olan deneyimleri sağlayacak araçlarla beraber yanlarındayız. Dolayısıyla diyoruz ki dijital dönüşümümüzün en önemli başarı kriteri o 1440 dakikanın içinde ne kadarında müşterimizin yanındayız, yanında olabildiğimiz zamanda da ne kadar unutulmaz deneyimler yaşatabiliyoruz?

Peki, bu strateji sizi nasıl yönlendiriyor?

1440 stratejimiz bizi iki şekilde yönlendiriyor. İlki, hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada mevcut servislerimizi daha çok tüketilir hale getirmek. İkincisi ise bizim 1440 haritalarımız var. Gün içinde bu servislerimizin kullanılmadığı anlara bakıp oralarda o saatlerde müşterimiz ne yapıyor ki biz yanlarında değiliz diye soruyoruz. Ve oraya yönelik deneyimler tasarlamaya başlıyoruz.

Kısa zaman önce lansmanını yaptığınız 7×24 taksi gibi..

Kesinlikle.  Buradaki düşünce sistemimizi şu etkiliyor; bir düşünelim 1440 dakikayı. İnsanlar sürekli bir yerlerde ve internet of things (Nesnelerin İnterneti) dediğimiz artık nesneleri internetle konuşturan teknolojiyle her yer akıllanmaya başladı. Taksi bunun bir örneği. Bizim çıkış sorumuz; insanlar nerede vakit geçiriyorlar? İnsanların vakit geçirdikleri yerler akıllandıkça; biz de kişilerle yerler arasındaki ilişkiyi akıllı cihazlarımız üzerinden sağlayacağımız servislerle daha iyi deneyimlere dönüştürebiliriz.

Dijital servisler konusunda deneyim kadar önemli olan diğer kelime “kişiselleştirme”. Bu özellikle sizin servislerinizde nasıl işliyor?

Dijital servisler içerisinde Turkcell dünyasında en stratejik olanlardan biri fizy. Elbette dijital müzik platformlarının artık tüketicilerin hayatının ayrılmaz bir parçası olmasının bunda rolü büyük. Fizy’nin içinde kişiye özel keşfet listelerimiz var örneğin. İçinde 900’den fazla çalma listemiz var. Fizy’nin en sevdiğim özelliği Tv+ ile paslaşması. Örneğin kendi listelerimi arabamda dinliyorum. Sonra Tv+ içinden fizy’i açtığımda, uygulama beni tanıyor. Aynı kimlikle içeri giriyorum, arabada dinlediğim müzik listemi evimde de dinlemeye devam ediyorum. Bu müzik seven birisi için yerine konulabilecek bir özellik değil.

Fizy olarak destek verdiğiniz etkinlikler de var. Örneğin Liseler Arası Müzik Yarışması…

Turkcell olarak, Türkiye’nin en büyük gençlik organizasyonu da olan LMY’ye bu yıl ikinci kez fizy ile isim sponsoru olduk. Gençlerin müzik alanında hayallerini gerçekleştirmek, onlara imkan ve platform tanımak, genç yeteneklerin önünü açmak ve onlara fırsat yaratmak açısından LMY’i çok değerli buluyoruz. Bu yıl sadece katılımda elde edilen başarı ise Turkcell’in işbirliğinin yarışmaya da değer kattığını açıkça gösteriyor. Mesela geçen yıl 471 okulun başvurduğu ve 2 bin 560 öğrencinin performans sergilediği yarışmaya, bu yıl 557 okul başvurdu, 2 bin 911 öğrenci katıldı. Yarışma duyurularına, oylamaya ve final gecesine yönelik çalışmalarımızla TV, radyo ve dijitalden gençlere ulaştık. Dijitalde toplam 175 milyon gösterim elde ettik.

Yapay zekâ teknolojileri geliştirdiğiniz servislerin hangi süreçlerinde ne zaman yer alacak?

Bizim bin kişilik bir mühendislik ekibimiz var. Biz de kendi yapay zekâ araştırma-geliştirmemizi yapıyoruz. Ufak ufak yerleştirmelerimize başladık. Dijital Kokpit diye bir uygulamamız var. Orada yapay zekânın günlük hayatımızdaki veriyi kullanırken entegrasyonlarını yaptığımız bir iki uygulamamız var. Evle ilgili stratejimizde yapay zekâ rol oynayacak. Şu anda pazara ayrıntılı olarak anlatmadığımız bir hikâye bu.  Evdeki hayatı zenginleştirmek için Ev+ diyebileceğimiz bir tarafa doğru gitmeye çalışıyoruz.

Dijital servisleri Lifecell Ventures üzerinden dünyaya açmak, farklı ülkelere gitmek gibi bir vizyonu da var Turkcell’in. Bu konuda son durum nedir?  

Biz gidip başka ülkelerde o ülkelerin lokal operatörlerine rakip ürünlerle o ülkelerde var olmak istemiyoruz. Biz diğer ülkelerde Turkcell gibi kaynaklarını ayırıp bu servisleri kendi geliştirebilecek yetenekleri ve kaynakları olmayan operatörlerle işbirliği yapmak ve teknolojimizi ihraç ederek bu ürünleri başka ülkelere götürmeye çalışıyoruz. Lifecell Ventures stratejimizin temeli budur. BİP, 192 ülkede indirilmiş bir uygulama. Dergilik 86 ülkede indirilmiş. Mesela Dergilik’de Almanya için çok özel bir ürün. fizy şu an 5 ülkede var. Son bir yıldır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde vardı. Nisan da Ukrayna’da, Mayıs’ta Belarus’ta açtık.  Öncesinde ise Almanya’da açtık. Almanya’da Tarkan ile beraber yaptık lansmanı ve Lifecell Europe’u Tarkan konseriyle beraber duyurduk.

Peki özetle Turkcell’in bu dijital operatörlük hikayesinde kullanıcısına en büyük vaadi nedir?

Bizim burada tüm düşündüğümüz şu; elimizde bu servisler varsa ve hızlı internetimiz varsa bu resmin içerisinde ben müşterime hangi hayat deneyimlerini günün hangi dakikasında ne yapıyorsa sağlarım, bu güveni nasıl veririm? Bütün bunları yaparken ekonomimi nasıl kalkındırırım? En büyük vaadimiz bu.

Fizy’nin genel olarak kullanıcı istatistikleri ne durumda son dönemde?

Şu anda aktif olarak fizy kullanıcısı günde 24 dakika platformumuzda müzik dinliyor. Uygulamayı 16 milyon kişi indirmiş durumda başından bu yana. Aktiflik oranımız yüzde 25-30’larda. Şarkı dinleme sayısı 2017’de olarak 2,5 milyardı. Yani, o da yıldan yıla 3 katına çıkması demek. Bu rakamların katlanarak gittiğini görüyoruz. Aslına bakarsanız bizim ağımızın tükettirdiği veri bu metrikte bakıldığında Türkiye’de Spotify’ın 3 katıyız. Burada dijital operatörlüğün önemli bir rolü var. Biz müşterilerimize sattığımız ürünün adını değiştirdik. Biz müşterilerimize fizy’i bizden satın aldıkları paketlerin içinde temel bir ürün olarak veriyoruz.

İletişimde mesafe kat edilen diğer ülkelerden söyleyebilecekleriniz var mı peki?

Şu an için isim veremem ama 40 kadar ülkeden operatörlerle iletişim halindeyiz.  Ancak bizim içinde bulunduğumuz bölge ve bizim kültürümüze benzer olan kültürlerle daha çok konuştuğumuzu söyleyebiliriz. Orta Doğu, Orta Doğu Avrupa vb var, ama Kuzey Avrupa’dan bile bir operatör şirketi bizimle iki gün geçirdi bunları dinlemek için. Böyle enteresan yerlerden de ilgi geliyor hikâyemize.