Skip to main content

2017’de video dünyası Facebook ve YouTube arasında çok büyük rekabete tanık olacak. Hazır olun, bu rekabetin en büyük kazananı biz kullanıcılar olacak

2016’da bol bol video izledik. Bazen canlı, bazen gezi, bazen nasıl yapılır, bazen dizi, bazen müzik videosu. Şunu net olarak söyleyebilirim, 2017’de bunu daha da fazla yapacağız. Bu videoları izlediğimiz platformların başında YouTube geliyor. 2016’nın video içerikler açısından değerlendirmesine bu bağlamda YouTube 2016 verilerine bakarak başlamakta fayda var. YouTube’un aktif kullanıcı sayısı 1 milyardan fazla. Bu kullanıcılar milyonlarca saat video izliyor, milyarlarca içerik üretiyorlar. Her gün internete girenlerin üçte biri mutlaka YouTube’u ziyaret ediyor. Yeni nesil artık Google’da değil YouTube’da aramalarını gerçekleştiriyor. Bu oran her geçen gün artmaya devam ediyor ve yakın gelecekte bir numaraları arama motoru YouTube olacak.

Öte yandan bildiğimiz şekliyle TV yayınları yakın gelecekte bitecek. Ben bunu her dediğimde ciddi tepki çekiyorum. Bizim işimiz dijital yayıncılık diye söylemiyorum. Tam tersine dijital yayıncı olarak gençlerin eğilimlerini o kadar yakından takip ediyorum, o kadar içindeyim ki; onlar TV yayınlarını izlemiyorlar. Bu ilgisizlik zaten reklam/sponsorluk gelirlerinin ciddi oranda düşmesiyle kendini fiziksel olarak kanallara kendini gösteriyor zaten. Bu işi dünyada çözmeye çalışan önemli bir yayıncı var. CNN’in yayınlarını takip eder misiniz, bilmiyorum ama ben vakit buldukça bakarım. Haziran ayında CNN’in yayın formatlarında fark edilir değişiklikler olmaya başladı. Çok dinamik, hareketli, resim geçişleri, KJ’ler (alt yazı/isimlik), sunucu muhabirlerin dikkat çekecek tarzda konuşmaları, paslaşmaları benimde ilgilimi çekti. Hatta bir süre kanalda ilgimi çekmeyen bir içerik olmasına rağmen takılı kaldım. Bunun sebebi formatın ‘YouTube kafası’ diye tabir edeceğim bir tarzda yapılıyor olmasıydı. Resmen gözümü ekrandan alamadım bir süre.

CNN “YouTube kafası” ile dönüşüyor
Derken geçen ay CNN bombayı patlattı ünlü YouTuber Casey Neistat’ı CNN’e transfer ettiklerini duyurdu. Casey kendi YouTube kanalında bu transferi daha ne yapacağımı çok bilmiyorum, yaz başında bir şeyler üretmeye başlayacağımı tahmin ediyorum gibi çok yuvarlak bir açıklamayla geçiştirdi. 25 milyon dolar gibi bir transfer ücreti söz konusu. Güya CNN Casey’in ortağı olduğu bir uygulama şirketini satın almış gibi görünüyor ama bu uygulama o kadar para etmez. İşin içinde başka bir işler var. Neyse, dedikoduyu bırakalım. Önemli olan CNN’in attığı bu radikal adım. Zaten ben bu transferin bir anda verilmiş bir karar olduğunu da düşünmüyorum. CNN denenmiş bir YouTube yıldızını alıp yeni geliştirdiği formatına yerleştirmeyi uygun gördü. Bu tip transferleri 2017’de iki yönlü göreceğiz. Yeni dönemde TV’yi kurtarmaya çalışanlar YouTube yıldızlarını, TV’de tutunamayan yıldızlar YouTube’u deneyecek. Klasik TV yayıncılığı ABD’de 2020-2025 arasında, ülkemizde ise 2025-2030 arasında en geç biter. Yeni formatlarıyla yola devam edenler olacaktır tabii. Bu arada bir not daha; radyoculuk daha uzun yıllar yapılmaya devam edecek. Kimse bu tarafı düşünmüyor ama bence en gerçekçi durumlardan bir tanesi bu.

Şimdi 2017’ye bakalım
YouTube video içerik platformu olarak 2017’de de zirveyi kimseye kaptırmayacaktır diye düşünüyorum. Facebook ise video içerik konusunda en çok var olmak isteyen platformların başında geliyor. Fark etmişsinizdir bu konuda gerek Facebook özelliklerinde gerekse Instagram’da video içerik ile ilgili sürekli eklemeler, güncellemeler yayımlıyorlar. Facebook video işine çok ciddi bir yatırım yapmaya devam ediyor, 2017’de de bu sürecek. Bununla birlikte videoda iyi işler yapmak isteyen tüm firmalar son teknolojileri sistemlerine adapte ediyor haliyle. Özellikle 4K, 360 derece gibi konularda hem YouTube hemde Facebook altyapılarında sürekli güncelleme yapıyorlar.

2017 model video içerik savaşları: YouTube’a karşı Facebook
Burada en kritik nokta içeriğin kullanıcılar tarafından üretiliyor olması. Bu noktada YouTube bir adım önce. İçerik üreten kullanıcılarını iş ortağı yaparak bir gelir modeli ile onları destekliyor. Platforma verilen reklamlar içerik üreticisinin başarısı oranında kendisiyle paylaşılıyor. Hal böyle olunca da biz içerik üreticileri daha fazla motive oluyor, daha güzel daha çok içerik nasıl üretebiliriz konusunda kafa yoruyoruz. Bunun yanında projeli işlerin de gelmesiyle YouTuber’lık meslek haline gelmiş oluyor.

Facebook’un burada büyük bir dezavantajı var. Zuckerberg, “Videolarınızı platformuma yükleyin üstüne de daha çok kişi görsün diye bana bir ton para verin, ben de daha fazla sayfa ve reklam gösterimi yapayım, sonunda da bütün paralar benim olsun” diyor. Bu bakış açısıyla Facebook’un kendine özgü içerik üreticileri olamıyor. Böyle olunca doğum günü, tatil, kedi köpek videolarının dışında video yüklenmiyor. Hadi bir de GIF diyelim. Bakalım 2017’de Zuckerberg o beklenen adımı atacak mı? İçerik üretenlere kazandığı reklamlardan pay verecek mi? 2017’de yaptı yaptı zaten sonra gemi kaçacak.

Son olarak bir de dijital dünyada yapılan canlı yayınlar var. Bu yayınlar da 2017’de bence çok artacak. Hatta, nitelikli canlı yayınlar bu alanda da bir reklam pastası oluşturacak. Habercilik anlamında sevgili Ruşen Çakır’ın deneyimli gazeteci arkadaşlarıyla kurduğu oluşum Medyascope çok doğru bir çizgide gidiyor ve herkese örnek olması gerekiyor. Ne kadar zor şartlar altında o yayınların yapıldığını biliyorum. Maalesef, reklamverenlerimiz gerçek haberciliğe pek para vermek istemiyorlar. Halbuki gerçek haber izlemek isteyen alıcıları kaçırıyorlar. Umarım 2017’de bu bir şekilde düzelir. 360 derece içerikleri biraz kısa geçtik, ama 2017’de çok daha sık karşımıza çıkacak. Bu tip içeriklerin asıl tüketileceği yıl 2017. O yüzden hem reklamverenler hem de içerik üreticiler buna hazır olmalı. Proje geliştirmeye şimdiden başlamalılar.
Dünya için ve özellikle ülkemiz için maalesef kötü bir 2016 oldu. Tüm umutlarımızla 2017’ye başlıyoruz. Teknoloji dünyası bakalım 2017’de neler görecek?Yılın ilk günlerinde bununla ilgili dünyada yapılan en büyük tüketici elektroniği organizasyonu olan CES’ e gidiyorum. Şubat ayında size gördüklerimi, teknolojinin nereye gittiğini elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. Hepimize her anlamda güzel bir yıl olmasını dilerim.

Timur Akkurt